Git şimdi! Bana biraz çiçek aç
Sana bahar gelmiş
Eteklerinden belli
Bileklerin incecik, bileklerin
bir tay gibi ufka meyilli
Biliyorsun koyar adama
Bir yüzü unutup, hatırlayamamanın dehşeti
Git şimdi! Bana biraz tırman
Sebepsiz…
Öp diyecektim
Dudakların başka şehir
Gel diyecektim
Ayakların gâvur kaldırımlarda öylesine yiğit
Sus diyecektim
Bak! Yine seni söyledim
-Oysaki bir çiçektim
Ne bana tırmandın
Ne de kopardın senden-
Git şimdi! Beni kendime bırak
Karlı bir yolda biten
Üstelik kimsenin fark etmediği
Yalnız karanfiller gibi
Kokuma aldanan
Korkarak,
çocukların aymaz çığlıklarından
-Aklımda yine senin ayan
Ve o yaramazlar daha çocuk
Koparsalar da onlara kızamam
Ne çocuklara, ne de sana kızacak kadar
Bir Çingene’nin ellerinde yitmedim
Yani mutluluğa şimdilik mal değilim!
Git şimdi! Sana sadece kokumu verdim.
Güzel koktun
Artık değil
Güzel gülüyordun
Ayrı bir şehir
Zor olacak seni unutmanın keyfi!
İki karanfil öldü
İnsanlar buna ayrılık der
Gerisini sen düşün gayri
Yaprağımız esir hepi topu iki santim mesafe
-Yaprağımız el
yaprağımız ten, benden-
Sana bakıyorum dallarım gölge
Sen güneşe dönmüşsün yüzünü
Aydınlık diyorum
Mutluluk işte
Çınlıyor kulağım,
Sen güneşe büyüdükçe
İyi dilekleri unutur insan
Ölümü düşününce
Affet, yaşamak artık lanetin
Bu efkâr artık aramızda, ki en doğal hadise!
Git şimdi! Uzun şiirler can sıkar
Okuma! Okumak bu çağda duvar
Ve bizim duvarlarımız
Almanlarınkine beş basar!
Git şimdi!
Bana, bizden kalan güzel bir enkaz bırak.
Çünkü bizi aynı anda inşa edemez hiçbir aşk!
‘Papyrus’